Önümüzdeki 5 gün boyunca
miro.medium.com
BİYOGRAFİ

Devrimci Bir Zeki Müren Hayranı: Arkadaş Zekai Özger

03 Kas 2021

Daha önce bu ismi duymuş muydunuz? Şimdilerde Mubi’de “Merhaba Canım” isimli belgeselinin reklamları dönüyor belki denk gelmişsinizdir. 25 yıl yaşayabildiği ömrüne çok fazla şey sığdırmayı başarıyor büyük şair Arkadaş Zekai Özger. Senelerdir adına şiir yarışması düzenleniyor. Belki de kendisine yaşatılanların bir özürdür bu, bilemiyorum. Kırgın, üzgün ve yorgun ayrıldı aramızdan Arkadaş. Sahip çıkılmadı, cinsel kimliğinden ve “aykırı” bulunan şiirlerinden ötürü yaşadığı zamanda yeterince kıymet görmedi. Arkadaşları ona sahip çıkmadı. Sonradan kıymeti bilinse de çok geçti. Trajediyle dolu 25 yıllık bir ömrü okumaya davet ediyorum sizleri. Arkadaş’ı ve şiirlerini seviniz.

2.5 Bardak

sendika.org
8 Ocak 1948 günü Bursa’da doğuyor Arkadaş. Asıl adı Zekai Özger. Ailesi Selanik göçmeni ve işçi bir aile. İlkokul, ortaokul ve liseyi Bursa’da okuyor. Fakat öyle yoksullar ki Arkadaş’ın tragedyası daha çok küçük yaşlardayken başlıyor. Çocuk felci hastalığı nedeniyle henüz 12-13 yaşlarında bir dizi ameliyat geçiriyor. Aylarca süren tedavi süreçleri yüzünden uzun uzun hastanede kalıyorlar annesiyle birlikte. Bu dönemde çektiği acılar, yaşadığı korku onun belki de şiirle, edebiyatla yakınlaşmasının ilk vesilesi. Senelerce süren tedavi ve ameliyatlar maalesef ki tam anlamıyla bir sonuç vermiyor bu yüzden bir bacağı aksıyor Arkadaş’ın. O yıllarda başlayan okuma tutkusu, gencecik yaşında öldürülene dek bitmiyor. 

edebiyatla.com
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın ve Yayın Yüksekokulu'na giriyor. Bu dönemde zaten çoktan politize olmuş ruhu, 68’ kuşağının ruhuyla kesişiyor ve sosyalist fraksiyonlardan birine dahil oluyor. Onu tanıyanların söylediğine göre hiçbir yere sığamıyor Arkadaş. Her yerde yalnızlığı ve ait olamama hissini yaşıyor. Henüz okula girmeden onun haberi yayılıyor çünkü: Arkadaş bir eşcinsel. Bu bilgiyle herkes biraz uzaklaşıyor ondan. İnsanların, kendilerinin de “öyle” olduğunu düşünmesinden korkuyorlar. Yalnız bırakıyorlar Arkadaş’ı. Şiirlerindeki yalnızlık vurgusu da büyük oranda buradan geliyor. Kendisini fikirsel olarak sosyalizm hareketine adamış olsa da sosyalist arkadaşları tarafından kabul görememek üzüyor, yoruyor onu.
“Gece / bir tabut gibi çöker omuzlarıma / bir ölünün iç çekmesi olur rüzgar / hüzünle düşünürüm uzaktaki bir evi / yıldızlar sayılmaz: hasret uzakta / hasreti bir ben bilirim / bir de gecenin gözlerindeki baykuş / baykuş kötü kuş baykuş çirkin kuş / onu hüznümle güzelleştiririm. hüznümle.”

boyutstore.com
Bu nazik ve kırılgan adam ilk şiiri Niye Kapalı Kapılarınız – Bulamıyoruz’u henüz 17 yaşındayken yayımlıyor. Papirüs, Kent 16, Soyut, Dost, Yordam, Forum ve Yansıma dergilerinde ayrıca da Ulus gazetesinde birçok şiiri yayımlanıyor seneler içinde. Şiiri de o dönemde pek anlaşılmıyor Arkadaş’ın. Şiirlerindeki zaman zaman örtük olarak yaptığı zaman zaman da açık açık yazdığı cinsel göndermeler aykırı bulunuyor. Dönemin toplumcu gerçekçi şiir algısıyla hiç ama hiç uyuşmuyor. Bu da onu sıradan olmaktan sıyırırken, diğer sıradanları kendisine cephe aldırıyor. Çünkü dönemin şairleri sloganvari şiirler yazmanın önemli ve kıymetli olduğunu düşünüyorlar. Bu yenilik onları hiç memnun etmiyor bu yüzden. Bugünden bakınca İkinci Yeni’ye de dahil edebileceğimiz bir şiir tarzı olduğunu görmek zor değil. Ulaş Tosun’un yönetmenliğini yaptığı belgesele de isim olan Merhaba Canım şiirinin güzel de bir hatırası var.

“pencereyi kapama gök dolabilir içeri / sen neyi görebilirsin ıslak bir bulutun ağışını mı / pencereyi kapama kuş dolabilir içeri / sen neyi taşıyabilirsin kırık bir dalın yükünü mü”

Levent Gönenç Ot Dergi Çizimi
Parkalı, sakallı, bıyıklı sert erkeklerin yanında Sakalsız Bir Oğlanın Tragedyası’nı gördüğümüz bu hayata birçok şiir sığdırdı Arkadaş. En çok istediği şey şiir kitabının basılması ve isminin Sakalsız Bir Oğlanın Tragedyası olmasıydı. Olmadı. Ne kitabının basıldığını görebildi ne de ölümünden sonra kitabı bu isimle basıldı. “Uygunsuz” bulunduğu için kitap, daha “uygun” bir isimle Şiirler ismiyle basıldı. Ardından Sevdadır ismiyle yeniden basıldı. Varlığında da yokluğunda da Arkadaş’ın ruhu kalıplara sokulmaya çalışıldı. Kendisine “Arkadaş” ismini koyması belki de bu yalnızlıktan geliyordu. Zararsızlığını ve nahifliğini kanıtlamak ister gibi kendisine koyduğu isimle yaşıyor hâlâ. Bazı şiirlerinin bestelendiğinden de bahsetmeden geçmeyeyim.

“güneşe ve erkekliğe büyüyen vücudum/ düşüvericek ellerinizden ve/ bir gün elbette/ zeki müreni seveceksiniz/(zeki müreni seviniz)”

pbs.twimg.com/profile_images
Arkadaş’ın nasıl öldüğüne gelince… Dönemin sert politik atmosferinde yurtlara, evlere çok sayıda baskın yapılıyordu. Bu baskınlar ağır dayak ve işkence getiriyordu beraberinde. 1971 yılındaki bir yurt baskınında ağır dayağa maruz kalan Arkadaş, baskından birkaç gün sonra bir yol kenarında ölü bulunuyor. Beyin kanaması olarak geçilse de kayıtlara, bunun böyle olmadığını herkes biliyor. O günlerde TRT televizyonlarında çalışıyor şair. Evinde bir televizyon olmadığı için yaptığı programı seyretmek arzusuyla evden çıkıyor üzerinde henüz diktirdiği gri takım elbisesi ile. Kimliğini evde unutuyor. Bir daha dönmüyor.



“bedenim uygundur diye bedenine / elimle yıkadım, ütüledim / elma ağacında kuruttum”
©2022 Beyhan&Beyhan Business Solutions Tüm Hakları Saklıdır
Yukarı Kaydır
BUNU OKUMAK İSTER MİSİN?