Dil, dünyayı yorumlama biçimini şekillendirerek iletişimin niteliğini belirliyor. Toplumsal ve bireysel varsayımların oluşmasına kaynaklık eden bir sistemden bahsediyoruz, bu açıdan hem çok güçlü hem çok akışkan. Bütünüyle dünyayı anlamlandırarak insanları tanımlıyor. Ancak her zaman doğru ve sağlıklı bir şekilde gerçekleştiğini söyleyemeyiz. İletişim dili özellikle toplumsal cinsiyet eşitsizliğine neden olabilecek kalıplar da barındırıyor. Bugün toplum tarafından atfedilen pek çok düşünce, tutum ve davranış bilinçsiz ve duyarsız bir temele sahip olabiliyor. Dile yerleşen cinsiyetçi kalıplar toplumsal cinsiyet eşitliğinin önünde büyük bir engel. “Değişim dilde başlar!” diyerek iletişim sürecine kazınan kalıp yargılara bakmak ve doğruları ile değiştirmek istedik. Varsayımlardan, sınırlardan ve dayatmalardan kurtulduğumuz bir farkındalık yazısı olması dileğiyle diyelim. Bilinçli okumalar!