Dans Acının İçinden Geçebilir Mi?: Tiny Pretty Things İncelemesi

Geçtiğimiz yıl yayına giren dizi Şikago'da bulunan, Arhcher isimli prestijli bir bale okulunda yaşananları ele alıyor. Dünyanın pek çok yerinden yalnızca bale alanında en yetenekli öğrencilerin eğitim hakkı elde ettiği bu okulda, bölümler ilerledikçe aslında her şeyin çok da masum ve olması gerektiği şekilde işlemediğini görüyoruz. Dizinin açılış sahnesi okulun gözde balerinlerinden biri olan Cassie'nin çatıda dans ederken düşmesiyle başlıyor. Ancak ilk sahnede kızın bir dikkatsizlik sonucunda düşmediğini ve birinin kasten onu ittiğini de görüyoruz. Fakat bu kişi kapşonlu olduğu için suçu işleyen kişinin kim olduğunu izleyici de bilmiyor. Bu konuyla ilgilinen polis ise, yerdeki izlerden dolayı kızın itildiği sonucuna varıyor ve soruşturma süreci boyunca neredeyse okuldaki tüm öğrencilerden şüphelenip ufak da olsa kanıtlar bulmaya çalışıyor. Çatıdan itilen kız ise komada olduğundan dolayı bu süreçte olayla ilgili ondan bir şeyler öğrenmek de neredeyse imkansız.

Ayrıca dizide öğrencilerin hayat hikayelerini izliyoruz. Örneğin gözde balerin Cassie'nin hemen ardında yer alan ballerin olan Bette, Cassie'nin yokluğunu fırsat bilerek daha da hırslanıyor ve birinci sıraya yükselmeye çalışıyor. Ayrıca Bette'nin ablası ülkenin önde gelen balerinlerinden biri olan Delia ve bu yüzden Bette hem okulda hem de evde yaşamı boyunca sürekli ikinci sırada yer aldığından dolayı bu durumu kendine kompleks yapıyor. Yükselmek için kendini çok fazla zorladığından dolayı ayaklarını sakatlıyor ve buna rağmen ilaçlardan destek alarak güçlükle baleye devam ediyor. Yeni gelen kız Neveah ise bir siyahi ve bu yüzden yetenekli bir balerin olamayağına yönelik önyargılarla karşılaşıyor. Bette'in erkek arkadaşı Oren ise çok yetenekli olmasına rağmen baleye başladığında şişman bir çocuk olduğu gerçeğini geride bırakamıyor ve kilolu olmamasına rağmen kendini bir türlü yeteri kadar ince ve kaslı göremiyor. Oren'ın oda arkadaşı Shane ise devamlı neşeli bir karakter olarak görünüyor. Ancak yaşadığı bölgede eşcinsel olduğundan dolayı çok kez hor görülmüş ve bu durumu her seferinde kırmaya çabalıyor.

Kısacası diziyi izlemeye başladığınızda son derece zarif bir sanat dalı olan baleyi ve onun dingin dünyasındaki güzellikleri keşfedeceğinizi düşünüyorsunuz. Ancak devam ettikçe balenin arka yüzünde yer alan kaos ve acımazsızlıklarla dolu olan dünyayı da tanımaya başlıyorsunuz. Buradaki öğrenciler sırf eğitmenlerden birkaç güzel söz duymak için hem psikolojilerini hem de fiziklerini, ellerinden gelenin de ötesinde zorlayarak yol almaya çalışıyorlar. Fakat şunu söylemekte fayda var; dizi insanda bale yapma isteği uyandırıyor. Oyuncuların kendilerini hem role hem de baleye bu denli kaptırmaları izleyicinin aldığı seyir zevkini de katlayarak arttırıyor diyebiliriz. Henüz izlemediyseniz bir şans vermenizi öneriyoruz.